SPORCUNUN YENİ MEKANI
Galatasaray bir semt takımı değildir! 8caubags
SPORCUNUN YENİ MEKANI
Galatasaray bir semt takımı değildir! 8caubags
SPORCUNUN YENİ MEKANI
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
SPORCUNUN YENİ MEKANI


 
AnasayfaAnasayfa  AramaArama  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Galatasaray bir semt takımı değildir!

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Admin
Administratör
Administratör
Admin


Mesaj Sayısı : 296
Kayıt tarihi : 11/08/09
Yaş : 33
Nerden : Konya

Galatasaray bir semt takımı değildir! Empty
MesajKonu: Galatasaray bir semt takımı değildir!   Galatasaray bir semt takımı değildir! Icon_minitimePerş. Ağus. 13, 2009 8:36 am

Galatasaray artık bir lise takımı da değildir. Evet, temelini lise atmıştır, lise beslemiştir, lise büyütmüştür; lakin bugün çapı, potansiyeli, etkisi, kapsama alanı yalnız liseyi değil, Türkiye’yi dahi aşmıştır. Galatasaray ismi, markası, sevgisi, sempatisi yeryüzünün en ücra köşesine kadar ulaşmıştır. Öyle ki, bugün Galatasaray’ın sahip olduğu potansiyele dünyada hiç bir kulüp yaklaşamamıştır. 2000 yılında gerçekleşen ‘büyük patlama’nın etkisi o kadar sarsıcı, o kadar devasa boyutta olmuştur ki, Galatasaray sadece Türkiye’nin de takımı olmaktan çıkmıştır. Galatasaray bundan böyle evrensel bir fenomendir. Galatasaray 9 yıl önceki başkaldırısıyla yalnız biz Türkler’in değil, İslam Dünyası’nın, Üçüncü Dünya’nın, Asya’nın, Afrika’nın, Türki cumhuriyetlerin ve hatta deniz aşırı okyanus ülkelerinin de onuru, gururu, takımı olmuştur.

Galatasaray bir semt takımı değildir! 8_265550_13FAN11UEFA423


İşte bazı lisecilerin -liseli değil- anlamadığı ya da anlamak istemediği, gördüğü ama görmezden gelmeye çalıştığı da budur. Galatasaray markası liseyi kat be kat aşmıştır. Galatasaray yalnızca onların değil, Galatasaray’ı kalbinde hisseden, Sarı-Kırmızı renklere gönülden bağlı herkesindir. Galatasaray, yüreği Galatasaray için çarpan yeryüzündeki tüm Galatasaraylılar’ındır. O nedenle hiç bir şahıs veya zümre Galatasaray’ı vesayet altına alamaz. Galatasaray kendini liseli diye tanımlayan ve aslında ‘lisecilik’ yapan, dar görüşlü, kafatasçı, ayrımcı, oligarşik bir grubun malı olamaz (Bu grubu akl-ı selim liselilerin de tasvip etmediğini biliyorum). Kimsenin Galatasaray’ı ‘harici-dahili’, ‘liseli-lisesiz’ diye bölmeye ve birbirine düşürmeye hakkı yoktur. Galatasaray ancak el birliğiyle, gönül birliğiyle, ortak bir sinerjiyle layık olduğu yere getirilebilir. Ekonomik açıdan gerçekten zor günler yaşayan Galatasaray’ın bugün her şeyden çok birlik ve beraberliğe ihtiyacı vardır. Galatasaray’ın UEFA zaferinden beri uyuyan potansiyelini harekete geçirmek ve Sarı-Kırmızılı kulübü dünyanın 1 numarası haline getirmek her Galatasaraylı’nın asli görevidir. Liseli de, lisesiz de, liseci de, lise karşıtı da bunu kafasına sokmak zorundadır. Zıtlıklar, fikir ayrılıkları, farklı tarz ve yöntemler elbette olacaktır. Olmalıdır da... Demokratik teamül bunu gerektirir. Ancak bunları düşmanlık vesilesi haline getirmek her kesime zarar verir. En çok da Galatasaray’a. Tıpkı 9 yıldır verdiği gibi... Gün, birlik ve beraberlik günüdür.


Galatasaraylılar Derneği’nin tuhaf talebi
Geçtiğimiz hafta yazdığım “Galatasaray gerçekten Bizans mı(ş)!” yazısı bazı liseliler tarafından tepkiyle karşılandı. Benim lise düşmanı olduğumu iddia edenlerden, Adnan Polat’ın tetikçiliğini yaptığımı söyleyenlere kadar çeşitli teoriler üretildi. (Bu arada Adnan Polat’la son 2 yıldır telefonla ya da şifahi görüşmemi ispatlayan olursa, derhal meslekten istifa edeceğim.) Hakaret ve ölümle tehdit edenler de oldu, medenice tartışanlar da... Bunların hepsi normal. Kendilerince haklı da olabilirler. Ancak benim anlamadığım Galatasaraylılar Derneği’nin verdiği anti-demokratik tepki oldu. Ben o yazıda bütün liseyi töhmet altında bırakmamama, derneğin ismini kullanmamama rağmen, Genel Yayın Yönetmenimiz Necil Ülgen’e hitaben bir bildiri yayınlanarak, benim işten atılmam talep edildi. Şimdi bu mudur demokratik olgunluk? Hani nerede kaldı tahammül?


Adnan Polat neden hedef alınıyor?
Her türlü sıkıntıya rağmen Galatasaraylılar geleceğe umutla bakıyor. Sebebi de, başta Rijkaard olmak üzere yapılan transferlerle, stadın bir yıl sonra bitirilecek olması. Bu sezon olası bir şampiyonluk ya da Avrupa başarısıyla, stadın hizmete girerek Galatasaray’ın süratle düzlüğe çıkması, Adnan Polat’ın elini kuvvetlendirecek etkenler. Böylesi bir durumda Polat’ı kongrede devirmek mümkün olmayacaktır. Meselenin bir yönü budur. Diğeri ise Galatasaray için iki milat var: Biri UEFA Kupası, diğeri de stat. UEFA Kupası lisesiz bir başkana nasip olmuştur. Bedelini de kısa zamanda derdest edilerek ödemiştir! İşte lisecinin tahammül edemediği budur: Stadın da lisesiz bir başkana kısmet olması. Oysa hizmet hizmettir. Liseli-lisesiz, ne farkeder ki? Aslolan Galatasaray değil mi? Yoksa ben çok mu safım?!!


Ayhan Akman değişmeli
Galatasaray’ın yeni sisteminde en önemli dişlilerden biri Ayhan Akman’dır. Son Gaziantep maçında da sahanın en iyisiydi. Ancak Ayhan, yana ve geriye pas şeklindeki risksiz oyun anlayışını değiştirmek zorundadır. O zaman katkısı iki katına çıkacaktır.


Gezer’e özür borçluyum
Gazintep maçı yazımda penaltı nedeniyle ağır bir şekilde eleştirdiğim Bünyamin Gezer’in daha sonra haklı olduğunu görmek beni hakemlik açısından mutlu etti. Kendisine büyük bir haksızlık yaptığım ve taraftara hedef gösterdiğim için özür diliyorum.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://sporkolik.forum.st
 
Galatasaray bir semt takımı değildir!
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Haftanın takımı Galatasaray
» Galatasaray, Ankara'da
» Galatasaray ara vermedi..
» Antalyaspor:2-Galatasaray:1
» Galatasaray ile Eskişehir'in 47. maçı

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
SPORCUNUN YENİ MEKANI :: 4 BÜYÜKLER :: Galatasaray-
Buraya geçin: