SPORCUNUN YENİ MEKANI
Türk futbolu yerinde sayıyor 8caubags
SPORCUNUN YENİ MEKANI
Türk futbolu yerinde sayıyor 8caubags
SPORCUNUN YENİ MEKANI
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
SPORCUNUN YENİ MEKANI


 
AnasayfaAnasayfa  AramaArama  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Türk futbolu yerinde sayıyor

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Admin
Administratör
Administratör
Admin


Mesaj Sayısı : 296
Kayıt tarihi : 11/08/09
Yaş : 33
Nerden : Konya

Türk futbolu yerinde sayıyor Empty
MesajKonu: Türk futbolu yerinde sayıyor   Türk futbolu yerinde sayıyor Icon_minitimePerş. Şub. 04, 2010 7:27 pm

Türk futbolu yerinde sayıyor 9783821

Ankaragücü’nün çiçeği burnunda antrenörü Ümit Özat, futbol ile ilgili geleceğe yönelik hedeflerini açıkladı.




Sezona Köln’de yardımcı antrenör olarak başlayan Ümit Özat, Ankaragücü Başkanı Ahmet Gökçek’in ısrarı ile Türkiye’ye döndüğüne dikkat çekerek, “Buradaki hedefimiz istikrarlı, her yıl Avrupa’da ülkemizi temsil eden bir takım yaratmak” dedi.

İşte röportajın tamamı:

*Futbol hayatın boyunca hedeflediğin şeyleri yapabildin mi?
Hayatım
boyu plan yapmadım. İlk defa Köln’e giderken çocuklarımın geleceği için
plan yaptım. Futbolun içinde bütün güzellikleri yaşadım. Oynadığım her
takımda kaptanlık mertebesine ulaştım. Bu onur verici bir şey. Dünya
üçüncülüğünü torunlarıma anlatacağım. Fenerbahçe’de 100. yıl şampiyonluğunu gördüm. Fenerbahçe kaptanı olarak üç lig şampiyonluğu yaşadım. Bunlar herkese nasip olmaz. Akdeniz Oyunları’nda final oynadım.

Üzüldüğün sevindiğin en önemli anlarını söyleyebilir misin?
Hayatım
boyunca geriye bakmadım. Ancak futbolculuk hayatımda beni hiçbir şey
Denizli’de kaybedilen şampiyonluk kadar üzmedi. Hayat bu, belki daha
acısını yaşayabilirdik. Her şeyi nasip kısmet demek lazım. Normal
koşullarda bir yıl daha oynayıp bırakacaktım. Bir buçuk sene erken
bıraktım. Onun üzüntü verici tarafı Bundesliga’da ilk Türk kaptan
olarak 4-5 maç oynadım. Daha uzun süre olabilirdi. Hayalimde
antrenörlük vardı. Her şeyi tadında bırakmak gerek. Aklımın ucunda bile
yoktu. Çeşitli takımlardan antrenörlük ve sportif direktörlük teklifi
aldım. Aynı zamanda çeşitli gazete
ve televizyonlardan da yorumculuk önerisi geldi. Ankaragücü kulübü
başkanı Ahmet Gökçek benimle aynı yaşta. Dolasıyla geçmişten
kaynaklanan bir dostluğumuz vardı. Bu anlamda belediye başkanımız Melih Gökçek
de Keçiörengücü’den onursal başkanımdı. Sezon başında Ankaraspor’a
gelmemi istemişti. O zaman da kabul etmemiştim. Ama söz vermiştim. Bir
gün Türkiye’ye dönme kararı verirsem, ilk tercihim siz olacaksınız
demiştim.



Başkan Ahmet Gökçek’in futbola tutkusu, yönetim tarzı, bana olan
güveni ve verdiği yetkiler sözleşmemde etkili oldu. Ayrıca 3.5 yıllık
anlaşma imzaladık. Uzun vadeli hedefler için yola çıkıldı.



Aramızda para konusu geçmedi. Şu anda da çok seviyeli, yeri
geldiğinde başkan, yeri geldiğinde arkadaşlık içeren ilişkimiz var.
Böyle bir başkan ile çalışmaktan, onunla aynı hedefleri paylaşıyor
olmaktan mutluyum. Futbolun en yüksek tarafına çıkmak isteyen bir
insan. Başkanım olduğu için demiyorum, gerçekten futboldan çok iyi
anlıyor.
Ankaragücü köklü bir camia. Seneye 100. yılını kutlayacak.
Her türlü anlamda hazırlık yapıldı. Guines rekorlar kitabına
başvuruldu. Burada dünyanın bir numaralı tesisi var. Sadece 16 tane
futbol sahası var. 610 dönümlük arazi içinde dev bir tesis ile karşı
karşıyasınız.



Düşme hattındaki bir takıma gelmek risk değil miydi?
Evet
sıkıntılı bir takım aldık. 17 puanla başladık. Yıllardır bu sıkıntı
maalesef yaşanıyordu. Biz geldiğimizde takım bundan daha iyi durumda
değildi. Sivasspor’un ikinciliği bana göre şampiyonluk kadar başarıdır.
Bunu herkes bilsin ki, Sivasspor bu hedefle yola çıkmamıştı. Öncelikle
ligde kalma hedefleri vardı. Sonra maç maç bakıldı ve hedef şampiyonluk
oldu. Amacım Sivasspor’u eleştirmek değil. Aksine alkışlıyorum. Ama bir
yıl önce şampiyonluğa oynayan bir ekip, sonraki sezon küme düşme
hattındaysa o zaman altyapısız bir kulübün hedefi ortaya çıkıyor.
Seneye
100. yılımız. Hedefimiz tabii ki olabileceğimiz en iyi yerde olmak. Ama
dünyada enteresandır, sadece Almanya’da ikinci ligden gelen bir kulüp
şampiyonluk gördü. Başarının adı sezon sonu alınan teneke kupa değil.
Eğer bunu aldıktan sonra kötü gönler yaşacaksanız, o zaman elde edilen
başarı çok önemli değil.
Benim amacım görev sürem bitene kadar
Ankaragücü’nü ligde en iyi konuma getirmek. Sonra gelecek hoca kim
olursa olsun, her sene Avrupa’da oynayan bir takım haline gelmek ve lig
şampiyonluğunu yaşamak

Transferler yapıldı. İstediğiniz takımı kurabildiniz mi?
Bunun
için gerekli olan altyapı ve tesisleşme hazır. Demek ki çalışmak ve
zamanı iyi kullanmak lazım. Takımda taşlar yerine oturmaya başlıyor.
Son üç maçta gol yememeyi öğrendik. Üç maçta 9 gol yiyen takım artık
istikrarlı oynuyor. Takım savunmasını daha iyi yapıyoruz. Onun için
yaptığımız transferlerin katılımı ile seneye hedeflerine doğru
ilerleyen bir Ankaragücü yaratmak istiyoruz.

Türk futbolu nereye koşuyor?
Türk
futbolunun gelişme kaydettiğine inanmıyorum. Maalesef iyi futbolcu
yetişmiyor. Bunun sebebi altyapıların yeterince oturamaması. Baktığın
zaman Türk futbolu kavgalarıyla, hakem yönetimleri ile gündeme geliyor.
Saha içindeki tartışmalar ile gündem yaratılıyor. Sadece maddi anlamda
kulüpleri rahatlatan yayın ihalesinin dışında olumlu bir durum yok.

Yabancı oyuncu konusunda neler düşünüyorsun?
Bugün
Antrenör olarak konuşuyorum. Yabancı oyuncu için bir kriter
getirilmeli. İngiltere’deki uygulamayı beğeniyorum. Türkiye’ye gelen
bütün yabancıları iyi seçmek gerek. Sadece yabancı olduğu için transfer
yapılmamalı.
Türkiye’ye yabancı gelecekse Hagi gibi katkı sağlamalı. Alex,
Taffarel, Uche, Högh gibi katkı sağlamalı. Anelka’nın futbolculuğu
tartışılmaz ama Türk futboluna bir katkı sağlamadan gitti. Burada
hatayı sadece Anelka’ya bağlamak doğru değil. Hiç alışık olmadığı bir
lige geldi. Yıllarca oynadığı liglerin altında olan bir kaliteyi seçti.
Bugün Anelka’nın Fenerbahçe’den Bolton’a, oradan da Chelsea’ye gittiğini düşünürsek, hatayı sadece Anelka’da aramamak lazım.

Alex ile ilgili bir yorumun vardı. İkinci kalitede yabancı ifadesini kullandın mı?
Bu tamamen yalandır. Ben Türkiye’ye gelen bütün yabancıların ilk tercihlerinin İngiltere, İtalya,
Almanya, İspanya gibi ülkeler olacağını vurgulamak istemiştim. Buraya
gelenlerin öncelikli olarak parayı düşündüğünü söyledim. Bundan daha
doğal bir şey olamaz. Herkesin kalitesi yüksek yeri seçme hakkı
olacağını anlattım. Buna Alex de dahil mi diye sordular. Ben de dahil edebilirsiniz cevabını verdim. Ama ben Alex’in Fenerbahçe
ve Türk futboluna katkılarının inkar edilemeyeceğini de söylüyorum.
Bugün Türkiye’de oynayan bütün yabancıların, hatta buna Marco Aurelio
da dahildir. Bir Tuncay Midlesbroug’a, bir Ümit Özat Köln’e, bir Marco
Real Betis’e gidiyorsa düşünmek gerek. Kaldı ki Tuncay Stoke City’e
gidip, Türkiye’ye dönmüyorsa, Marco isterse Türkiye’ye döner ama Real
Betis’te kalmak istiyorsa, ben de futbolu bırakmasaydım, kesinlikle
Türkiye’ye dönmeyi düşünmezdim. Köln ikinci ligde bile kalsa kalırdım.
O zaman bu saydığım takımlara karşın, gelen yabancılar Avrupa’nın üst
düzey 20 takımında oynamak yerine Türkiye’ye gelmek ister mi?
Kimse Alex’i,
Geremi’yi eleştiremez. Bunların katkılarını kimse inkar edemez.
Hoijdonk’un katkılarına kim tepki verebilir ki. Bunların kalitesiz
olduğunu söylemek doğru değil ama Türkiye’nin ikinci tercih olduğu
kesinlikle doğru.Art niyetli insanlar, konunun tamamen Ankaragücü
olmasına rağmen Alex ile ilgili yorumu istedikleri gibi algıladılar.
Türk
futbolunun genç bir antrenörü olarak üçüncü şahıslarla işim yok.
Ankaragücü ile yatıp kalkıyorum. Günümüm büyük bir bölümünü tesislerde
geçiriyorum. Ailem İstanbul’da
kalıyor. Çocuklarımın eğitimi devam ediyor. Futbolda çalışarak bir
yerlere geldim. Teknik direktörlük yolunda da aynı tempoda çalışacağım.

Avrupa’da futbol oynadın. Türk hakemliğini nasıl görüyorsun?
İyi
hakemlerimiz var. Ancak kötüleri de var. Son dönemde iyi hakem
yetiştirildiğine de inanmıyorum. Tıpkı futbolda olduğu gibi. Şu bir
gerçek hakemlerin hiç birisi art niyetli değil. İçlerinde futbolu
bilmeyen de var. Önemli olan futbolu bilen genç yetenekleri bulmak
yetiştirmektir. Bu konu ile ilgili zaman içinde gerekirse yorum
yapabilirim. Şu aşamada konuşmak çok da yerinde olmaz.

Hasan Şaş’ın röportajını izledin mi?
Programın
formatına göre konuşmuş. Bazen bu tip itiraflar olumsuz
algılanabiliyor. Ancak Hasan’ın söyledikleri programın formatına uygun.
Düzgün bir kardeşimdir. Nerede nasıl konuşacağını iyi bilir. Ona zarar
gelse, kardeşime zarar gelmiş kadar üzülürüm. İnşallah o da bilgisi ve
tecrübesiyle Türk futboluna hizmetler verecektir. Çünkü adam gibi adam
sözlerini hak ediyor.

Fenerbahçe- Galatasaray derbileri için kullandığı sözlere ekleyeceğin bir anı var mı?
Hasan
zaten yorumunu yapmış. Geçmişe dönmek istemiyorum. Çünkü bir
profesyonelim. Kim şampiyon olmuş veya olmamış önemli değil. İyi ve
kötü günler sevabıyla, günahıyla geride kaldı. Günü ve zamanı
geldiğinde, ben de anılarımdan bahsedebilirim. Ama şu aşamada etik
olmaz.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://sporkolik.forum.st
 
Türk futbolu yerinde sayıyor
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
SPORCUNUN YENİ MEKANI :: 4 BÜYÜKLER :: Fenerbahçe-
Buraya geçin: